Bu aralar kitap okumalarımı, gerek blog dünyasından, gerek
facebook'tan, gerekse de aynı dergide yazdığımız arkadaşlarımın kitaplarına
öncelik vererek yapıyorum. Son zamanlarda sekteye uğramış olsa da.
Bu bağlamda okuyalı epey olmasına rağmen ancak yazabildiğim
bir kitap Seymenler Çıkmazı.
Bir ilk roman.
Ve oldukça başarılı. Anlatım, mekan, atmosfer oluşturma,
akıcılık...
Konusu kısaca - arka kapaktada denildiği gibi- iki çocukluk arkadaşının
yıllar sonra aynı eylemde, ama farklı amaçlarla aynı eylemde karşılaşmaları. Bu
eylem canlı bomba olmak.
İlginç bir şey de şu oldu: Tam kitabı bitirdiğim gün Bursa'da bir intihar saldırısı oldu.
Kitap da mekan olarak Bursa'da geçmekte.
Üç bölümden oluşuyor. İlk
bölüm, kahramanlarımızdan Hacı'nın çocuk ağzından, Salih ve diğerlerinin 7 yaşındaki
hallerinin anlatımı. Burada, bir başka çocuk kahraman
olan Alper Kamu'dan alıntı yapan yazarın kendisinin şöyle bir dipnotu var:
"Kendisiyle tanışmak için bakınız: Alper Canıgüz, Oğullar ve Rencide Ruhlar, Cehennem Çiçeği"
İlgili kitapları okumadığım için karakterler yahut anlatım arasında
ne gibi paralellikler var, var mı, onu bilmiyorum ancak Baysal, " büyümüş de
küçülmüş" bir karakter olarak çocuk Hacı, -hatta karakterler, romanın
diğer kahramanı Salih - ortaya çıkarmış. Haliyle esprili, mizahi ve eleştirel
ve metaforik bir anlatım olmuş.
Mesela, "İki çetenin su tabancalarının aynı marka
oluşu" gibi detaylar gerçek hayatta da bir yerlere tekabül etmekte.
Bu bölümde ilgimi çeken bir başka şey, çocukların, özellikle
erkek çocukların "mahalle"deki halleri, oyunları oldu; beni
çocukluğuma götürdü.
Borulardan kağıt külahlar üflemeceyi yeniden yaşadım mesela.
Birbirleriyle savaşırlar, bazen de hoşlandıkları kızlara bu
sivri külahlardan fırlatıp kızdırırlardı oğlanlar.
İkinci bölüm Salih'in ağzından anlatılıyor. Salih'in ilk
gençliği, evden ayrılması, bir tarikate girmesi ve âşık olup gizlice evlenmesi.
Hayatındaki çelişkiler de bundan sonra başlıyor. Farkında olmadan çekildiği
kuyu da derinleşiyor.
Son bölümde ise olaylar tırmanıyor, derken sona ulaşıyoruz.
Ufak tefek cümle kuruluşu hataları görsem de, güzel, eli
yüzü düzgün bir ilk roman. Saddece ikinci bölümde Salih'in iç dünyası biraz
daha detaylı verielebilir miydi diye düşündüm. Hacı'nın gelişimi ise bu
bağlamda hiç verilmemiş. Yani hikaye Salih'in üzerinden akmakta. Ama bu haliyle de okurda gereken noktalara
ulaşacağından eminim.
Bir de,
Salih'in oğluna ve karısına yaptıkları beni sinir etti sayın
yazar :)
Yazar Hakkında;
1986 Kayseri doğumlu ve Uludağ Üniversitesinde Siyaset Bilimi doktorası
yapıyor.
Kitabın künyesi:
Seymenler Çıkmazı
Samet Baysal
Yediveren Yayınları, 2015, 1. Basım
285 sayfa
"Bir bebekten katil yaratan karanlıkları sorgulamadıkça aydınlıklara kavuşamayız" demişti sevgili Rakel Dink.
YanıtlaSilaynı mahallede yaşasalar birbirleriyle oyunlar oynayabilecek, can dost olabilecek insanlar, yıllar sonra birbirlerini bombalarla parçalayacak denli bir nefrete nasıl kavuşuyorlar?
nasıl bir nefret, nasıl bir düşmanlık duyguları ile büyütülüyorlar? çok yazık...
nefret ve düşmanlık duyguları ile besledikten sonra gerisi kolay. ölmek ve öldürmek için can atan pek çok insan çıkar. :(
İlginç bir kitaba benziyor, genç bir yazarın bu çetrefilli konunun üstesinden gelmiş olması takdir uyandırıcı doğrusu, keyifli okumalar:)
YanıtlaSil