BİR ŞEYİ BU DENLİ İSTEMEK ÇOK GÜZEL BİR ŞEY...



Boris Vian, yıllar önce, (hangi?) radyoda Ali Poyrazoğlu dinlerken ondan duyduğum ama yakın zamana kadar okumayı düşünmediğim biriydi. 

Günlerin Köpüğü ile başladım... Adı kitaba bu kadar yakışır eser azdır herhalde. Orijinali de aynı anlamda sanırım: L'ecurne Des Jours.


Giriş, gelişme sonuç mantığıyla bir özetini çıkaramayacağım yine romanın. Böyle yapmak kitaba haksızlık da olur ayrıca.

Ama, her şey yakışıklı ve zengin genç Colin'in âşık olmak istemsiyle başladı diyebiliriz... Başlıktaki cümleyi de Colin söyler bu bağlamda.

Bu bir aşk romanı mıdır?
Evet, ama sadece bir aşk romanı değildir.

Öncelikle ve öncelikle naif ama kara mizahı da olan, inceden dalga geçen, "köpük" gibi üslubu beni çok etkiledi.  Kendine has bir masal dünyası kurmuş, gerçeküstüyü gerçekle harmanlamak dediklerini güzel yapmış Vian...

Mesela, Cloe hastalanıp kötüledikçe köhneleşip dökülen o muhteşem ev (metaforu) insanın ruh hali bozulunca gözünün hiçbir serveti-güzelliği görmediğini çok güzel anlatıyor... (Bana Yürüyen Şato'nun Calcifer'sız çöküşünü de anımsattı ayrıca.)

1946'da yazılmasına rağmen günümüzü imleyen o kadar çok şey var ki... İşte o inceden dalgayı da bunlarla geçiyor Vian.

İnsanın parayla, geçinmeyle olan derdi... Patronlar, işçiler, iş hayatının anlamsızlığı...Yoksul insanlara cenaze törenini bile layık görmeyen papazlar... Bu saf aşk hikâyesinin (masalının) içinde bütün alçaklığıyla alttan alttan sırıtan bir dünya düzeni...

Mesela Colin'in sevgili karısı Chloe hastalanmıştır. İyi bir doktor ararlar. "Prof. Yenyiyen'den bir mektup aldım. Çok para istemiş. Sanırım yetenekli bir doktor."

Diye yazar Colin bir mektubunda. Çok para isteyen doktor iyidir kabulü hâlâ geçerli değil mi? Ve devamında  tıp sektörünün ticariliğini çok güzel anlatan dokundurmalar... göndermeler (bol bol dipnot var yani)

Vian bir mühendis. Çılgın, bohem bir tip. Jazz tutkunu. Yazdıklarında kişiliğinden şeyler bulunuyor çokça, biyografisine bakarsak...

Mesela çalınan jazz parçasına göre muhteşem kokteyller hazırlayan piyano icat etmiş Colin, jazz tutkunluğuyla baştan sona Vian'ı imliyor...  Yine J.P.Sartre aleyhtarlığı, kahramanlardan Chick'in  gülünç "Partre" hayranlığında ortaya çıkıyor...

Anlatımı duru ama tasvirleri anlatımına biçimini veriyor.

Mesela " Mavi yeşil gökyüzü kaldırıma kadar sarkmıştı ve yerde bulutların çarptığı yerde kocaman beyaz lekeler duruyordu."

Mesela 
- Siz ne iş yaparsınız diye sordu profesör.
- Birtakım şeyler öğrenirim ve de Chloe'yi severim.
- İşinizden bir şey kazanmıyor musunuz?
- Hayır dedi Colin. İnsanların iş olarak anladığı bir işte çalışmıyorum.
- Çalışmak iğrenç bir şeydir bilirim. İnsanın kendi seçtiği iş de fazla gelir getirmiyor çünkü.

Not: Vian'ın inişli çıkışlı edebiyat kariyeri için kitaptaki önsöze bakılabilir. fotoğraflar da tamamını okumadığım bu önsözden.



Künye:
Günlerin Köpüğü, Boris Vian
E yayınları
Çeviri: Elif Ertan ( Bazı yerlerde takıldım okurken, orijinal metindeki dil oyunları sebebiyle olmalı)

Ekim 2005 Birinci Basım

2 yorum:

  1. Ya o minik fare?
    Çok sevdiğim bir roman. Filmi de çekildi bir kaç yıl oluyor.
    Güzel anlatmışsın. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Evet o fareden de bshsetmeli aslinda.
    Filmini de arastiralim bakalım:)

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)